17 Aralık 2013 Salı

Yolsuzluk Operasyonu Üzerine Söylem Geliştirme...

sabahtan beri konuştuğumuz tek bir olay var; içinde bakan çocuklarının, ali ağaoğlu'nun reza zarrab'ın, halk bank genel müdürü'nün, diğer bir iki büyük inşaat şirketleri sahipleri ve dahasının olduğu gözaltılar.
zaten içinde şehircilik bakanı'nın oğlunun, danışmanının, özel kaleminin olduğu, 'yolsuzluk' adına yapılmış bir gözaltı sonrası gözler inşaat şirketleri sahiplerinden başka bir yere bakamıyor haliyle.
konuyu irdeleyecek, öncesini sonrasını kritik edecek ne konumdayım, ne de bilgi sahibiyim. ama az biraz kafa yorarak söylem geliştirilmeyecek kadar kompleks bir durum da yok ortada.

dershaneleri kapatma olayı gündem olduğunda, benim aklımdaki şey şuydu; iktidar kendi muktedirliğinden o kadar emin ki, artık cemaate bile haraç ödeme niyetinde değil, o nedenle pençelerini gösterme amaçlı bir adım atarak, düşmanlarını tanımak, kaç cephede savaşacığını bilmek istedi. ve ilerleyen günlerde geri atılmak zorunda kalındı. hatta bu geri adım atış, aklıma direk gezi günlerini getirdi. gezi zamanı, 'yıkıcam, o kışlayı yapıcam, o kadar!' demesininin akabinde, yaverleri vasıtasıyla nasıl geri adımlar atılmış ve daha bir kaç gün önce kışın ilk karı gezi parkı ağaçlarına yağmışsa; dershaneler için de, 'kapanacak dedim, kapanacak!' yakarışları, yine yaverleri tarafından yumuşatılmış ve bu sene kayıt yapılmayacak dediği dershanelere, kayıt yolu bile açılmıştı. fakat görünen o ki, cemaat aza tamah etmeyecek kadar kendine güveniyor ve hükümet bunu düşünemedi olsa gerek ki, bu sabah şoka uğramadan uyanan tek kişi hakan şükür'ün leeds'e attığı golü ararken, arif'in manchester'a attığı golü bulan 16 yaşındaki ekşici'dir herhalde, ki onun da olanlardan haberleri yoktur.

bunların haricinde, hepimiz türkiye'de büyüdük ve 7'sinden 77'sine herkesin bildiği, inandığı, emin olduğu tek bir şey vardır, 'siyasetçiler yer!' çocuk bile böyle düşünür ve büyür. ve bununla birlikte bizde şeffaflık yoktur, bizde sır tutmak önemlidir, bizde 'al şunu, uzatma' söylemi kabul görür, bizde sus payı vardır, bizde 'ne kadar işini görür?' vardır, 'e madem vermiş sende bişe deme' nasihatı vardır, biz bilinçaltımızda torpili, rüşveti normalleştirerek büyürüz adeta. hepimizin pislikleri vardır, hepimiz çirkin insanlarızdır, hepimizin ufak tefek sırları olmuştur ama bu pislikler hepimizde olduğu için, ortadaki sessizlik bütün sırları kasada tutmayı sağlar.

işte bu sabah o sessizlik duvarı yıkıldı kardeşim, olan budur. HEPİMİZ KİRLİYİZ'i dibine kadar bilen bir toplum olarak bu duvarı yıkanların ne düşündüğünü çok merak ediyorum. çünkü dedim ya herkesin sırrı var ve bu sırlar diğeri konuşmadığı müddetçe sağlama alınmış olarak görülüyordu, şu an biri konuştu, artık hiçbir şey sağlamda değil. bir toplum içinde sen şunun arkasından konuşmadın mı deyin mesela, dediğiniz kişi direk size dönüp, e sen de şunun hakkında böyle demiştin ama diyecektir. sır bir kere döküldü mü, önü alınamaz. ama...

herkesin sus pus olup, açıklama yapmamasından dolayı şöyle bir varsayım geliştirdim; cemaat silahını çıkarır, karşısında 8 kişi vardır diyelim, ve 8in 4ü zaten korumadır, karşısında silahsız duran 8 kişiden, en köşede duran korumaya ateş eder, head shot! sonra döner öbür korumaya ateş eder, yine head shot! sonra adam, tamam dur, anlaşalım der. yürür giderler. o head shot!lar da zaten gereği olmayan korumalara geldiğinden hiçbir bok olmaz bile ve bütün bunlar bir ana caddede olur! insanlar bu olayı görür, kimisi bağırır, kimisi kaçar, kimisi haykırır, sonra bu büyük adamlar, arabalarına binip giderler ve 5 dakika içinde o caddede o insanlar tekrar bir yerlere ulaşmak amaçlı yürümelerine devam ederler, sanki hiçbir şey olmamış gibi olur. bu metaforla anlatmak istediğim şu, içeri bakan'ın oğulları alındı mı? evet alındı, fakat inşaat şirketi sahipleri ve halk bank müdürü de içerde mi? evet. şimdi hepsini bıraksan, bırakamazsın, o zaman iki tane korumaya ateş edersin; bu kim olur? halk bank genel müdürü, ali ağaoğlu, reza zarrab? neden olmasın, onlar sadece iktidarın sermayedarları, onlar gider başka bir inşaat şirketinden ağaoğlu holding yaratılır ne var bunda. bir kaç kurban verilir, asıl aktörler tekrar dışarı çıkar, arabalarına biner giderler ve şu an bütün twitter'ın, facebook'un, ülkenin gündemi olan bu durum, birden bire yeni bir gündeme, akşamki dizinin skandalına, bülent ersoy'un yeni yeni bayılmalarına evrilir.

bu elbette anlaşma zemini yaratılırsa olucak olandır, ama olay partinin ortasında; 'fatma, melih seni sikmek istiyor!' diye yaygara koparan kıza cevaben, melih'in 'seni sikmedim diye böyle diyorsun orospu fatma!' demesi sonrası, merve'nin eski sevgilisi melih'in başka sırrını ortaya dökmesi ve sonra olaya hatice'nin annesinin aslında kocasını aldattığına kadar varan skandallar yolculuğuna dönüşür. olur mu olur? burası türkiye, şaşırmayı unutalı çok oldu.

0 yorum:

Yorum Gönder