14 Aralık 2013 Cumartesi

Sayıca Çoğalmış Olmak, Çoğunluk Olmak Değildir...

herhangi bir sohbet esnasında, konuya göre o anda söylediğim cümleler, o anda uydurmuş olduğum fikirlerim olabiliyor. ve ağzımdan çıktıktan sonra, üzerine düşünme şansı yakaladığım bu cümlelerden çok nadiren pişman oluyorum, şu ana kadar memnunum bu boş boğazlığımdan bir nevi...

yine konu gezi parkı olayları üzerinde seyrederken; çoğunluk, o kadar insanın sokağa inmesi, akp'nin oy kaybetmesi konu başlıkları altında şöyle bir şey söylemiştim:

lisede okul takımı maçlarında tribünde ortalama 20 kişi olur, çoğumuzun ailesi bile gelmez zaten maçlara ve 3-5 öğretmen ve 1-2 tanıdıktan öteye gitmez tribün kalabalığı. ama bazen mesela sahaya bir çıkardık, tribünde yüzlerce insan olurdu, bu bizi garip bir sevince gark ederdi, oradaki kalabalığın orada olma sebebi bizim maçtan sonraki büyük maçın olup olmamasının bir değeri yok, sadece tribündeki bu kalabalık, bizim kendimizi önemli hissetmemizi sağlardı. ama her halükarda şu bir gerçekti ki 100 kişi de olsa, görece çok az bir rakamdı bu da. tek özelliği 20 kişinin yanında epey bir çok gözükmesiydi, o kadar.

gezi parkı olaylarını da bu üstteki paragraf üzerinden yorumlayabiliriz diye düşünüyorum. gerçekten sokaklara döküldü insanlar, gerçekten iyi bir çoğunluk sağlandı ama bunun en büyük göstergesi, bunun benzeri olan eylemlere katılım sayısının azlığıydı. binler belki onbinlerin olduğu eylemlere olan katılım sayısının yüzbinlere çıkması, bizde lisedeki tribün illüzyonu etkisi yarattı. güzel olan tek kısmı, bu illüzyondaki kalabalığın gerekçesi bir sonraki büyük maç değil, bizzat eylemin kendisiydi.

ama; akp mahvoldu, bütün halk sokaklardaydı, devrim geliyor, YAŞASIN CHE GUEVARA! türü alıp başını giden türküler, seçim sonuçları sonrası 'gene kim verdi lan bu partiye oy?' şaşkolozluğuna getirmesin kimseleri.

güzel şeyler oldu, olmaya da devam edecek... ama be realistic be kardeşim.


(bu yazı 11 ağustos 2013 tarihinde yazılmış.)

0 yorum:

Yorum Gönder