14 Aralık 2013 Cumartesi

Mersin ve Mersin'in Taşı Toprağı...

geçen sene geldiğim 3 günü saymazsak, 2 sene sonra geldiğim mersin için söyleyecek bir kaç cümlem var. ilki 20 seneden fazla yaşadığım bu şehirde, şehircilik konusunda 'hizmet' olarak görülen tek şeyin o iç içe geçen taşlardan oluşan kaldırımların yapılmasının ötesine geçilemeyiş beni artık sinir etmiyor, güldürüyor. şöyle bir gerçek var ki, mersin merkez, zaten tek bir cadde üzerine kurulagelmiş bir kenttir ve o caddeye bir sene asfalt dökülür ve yolun rakımı yükselir, bu sayede alçaklaşan kaldırımın üzerine yenisi yapılır. daha sonra asfalt dökülen yol, lağım kapakları ya da su geçitleri nedeniyle bozulur ve en geç bir sene içinde yeniden asfalt dökülür ve tekrar kaldırımlar da yenilenir. bu yetse gene yatar, boru değişimi ya da yeni yeni gelen doğalgaz boru hattı nedeniyle, bu sefer yol değil, kaldırımlar sökülür ve yerine yenisi yapılırken, bir zahmet yola asfalt da yapılır. yahu 10 senede kaç kere yapılagelmiş, keşke bunu fotoğraflayan, belgeleyen bir kişi olabilse, bildiğin yüzünün kızarması lazım ya insanların. işin kötü tarafı da şu, 3 dönemdir chp yönetiminde olduğu için bu belediye, böyle bir eleştiri getirmek akp yandaşlığı olarak addediliyor, akp olsa daha mı iyi olurdu sanki diye var olana siper olunuyor, bunun ne kadar salakça bir bakış açısı olmasını bir kenara bırakıp devam edeyim...

şurası bir gerçek ki, mersin'in yemekleri muhteşem. bir tantuni, bir kebap, bir ciğer, bir döner, bir tatlı, lağım çukurunun dibinde bir yerde dahi yesen lezzeti kusursuz oluyor, kötü yemek yemek gerçekten zor mersin'de. bununla birlikte bir denetim, bir bölgeleştirme, bir hiçbir sikim yok arkadaş. sürekli şansını deneyip batan dükkan sayısı kaçtır acaba merak ediyorum, bunun haricinde sağlık bakanlığı ya da maliye bakanlığının denetimi burayı en son kaç yılında uğradı acaba, böyle bir şey şu an olsa ve bir kaç dükkan kapansa denecek ki akp, chp belediyesi olduğu için darlıyor -ki yüksek ihtimalle denetim olursa da, bu sebepten olur ama- böyle olmasa dahi kendi denetimini sağlayamaz mı kardeşim, bu kadar boş beleş dükkanı, bu kadar bir arada, ben hayatımda görmedim, vallahi söylüyorum. bildiğin işe girmek yerine, iş kuruyorlar mersin'de, kebap, tantuni kültürü de, 7'sinden 70'ine olduğu için lezzet açısından eğreti durmayan ama bir ocak ve 2 masalı dükkandan ibaret başı boş işletmeler diyarı olageliyor kent. 

şu anda mersin'de göze çarpan tek şey var, nargile. bütün ama bütün her yer, kıraathaneden bozma, nargile kafe kaynıyor. okey taşları, iskambil desteleri, nargile közü. ve gerçekten iş kurmak, işe girmekten cazip geldiği için çok büyük kirlilik ve rezillik var. şehrin -zamanında- en piyasa sokağı kuşimato'ya bi girin bakın arkadaş ya, vallahi utandım bu ne çirkin bir görüntü amk. 

uyuşturucu batağına saplanmış gençleri, sokakları gırla kaynayan balicisi, tinercisine filan gelmiyorum keza bu biraz her şehrin sorunu. hadi şehircilik konusunu da bir köşeye bırakalım, o konuda da al birini, vur ötekine hadisesi mevcut. ama mekanlarını bu kadar başı boş neden bırakıyorsun kardeşim sen ya, bir şehri kirletiyorsun resmen farkında olmadan. forum ve marina'nın fiyakasına güvendiğinden mi, yoksa belki de hep böyleydi de, benim yeni fark edişimden mi bilemiyorum ama, mersin ölmüş, ağlayanı yok amk. valla tiskindim ha. neyse artık.

(bu yazı 11 haziran 2013 tarihinde yazılmış.)

0 yorum:

Yorum Gönder